8 Nisan 2014 Salı

MACAR EDEBİYATI VE TÜRK ETKİLERİ

Macaristan, Pusta = ova, biber paprika derler, çingene orkestrası ve gazetecilik memleketidir. Bu karışım onun yazınında diğer memleketlerin edebiyatından daha fazla mahalli konuların etkisi altında kalmasını sonuçlar, hattâ yazarlar, şairler bu tesiri çeşitli şekillerde terennüm etmişlerdir. Bütün efsanelerinde Atilla zamanına ait rüyaların derin izleri yaşar. Konular bize Macar ulusunun Türk milletiyle ortak geçmişine bağlı ol*duğunu gösterir. Bu mitelojik belgelerin incelenmesi, yeni tarihî ve ede*bî gerçeklerin çıkmasında büyük âmil olacaktır.
                            MACAR EDEBİYATI TARİHİ

Hungaroloji Anabilim Dalı 9 Ocak 1936 yılında Atatürk'ün emriyle kurulmuştur. Hungaroloji Kürsüsü, Fakültenin kuruluşuyla birlikte açılan ilk 13 kürsü arasında yer alır. Kürsünün başına, yine Atatürk'ün isteğiyle Kürsü kurucusu ve hocası olarak ünlü Macar Türkolog ve kütüphanecisi Prof.Dr. László Rásonyi getirilir. Anabilim Dalı'nın esas amacı Türk-Macar ortak geçmişini araştırmak, Macar dilini, kültürünü, edebiyatını Türkiye'de tanıtmaktır. Anabilim Dalı'nda üç öğretim elemanı ve bir yabancı uzman görev yapmaktadır. Anabilim Dalı'nda lisans programına ek olarak lisansüstü program da yürütülmektedir.

Anabilim Dalı Türkiye ve Macaristan arasındaki dostluğun geliştirilmesindeki gayretleri nedeniyle iki kez (1992 ve 2001 yıllarında) Macaristan Cumhuriyeti tarafından Onur Beratı ile ödüllendirilmiştir.

Macar halk şiiri, ayni halk musikisi gibi eski kaynaklar üzerinde, dil gibi geriye gittiği tarihî bir hakikattir. Macaristan’da bir çok renkli, neşeli ve tabiata bağlı halk şiirleri vardır ki bunların başlangıcı mitoloji doğumuna kadar geriye uzanır. Her ne kadar bunlar hakkında yazılı anıtlar elimize geçmemişise de Macar - Fin milletlerinin eski halk şiirleri bugün bile çiçeklenir. Finnilerin putpsrestane mitolojisi Kalevala'da bir arada toplanmış ve halk şiirleri de parçalanarak zamanımıza kadar gel*miştir. Macar bilginlerinden Reguly ve Munkaesi yakın dil akrabalığı olan Wogulen ve Ostjaken lehçelerden epik konulara dair hayli cilt eser yazmışlardır. Bu şiirlerin büyük bir kısmı mitoloji muhteviyatını gösterir. Bilhassa, bunlar içinde mukaddes hayvanlardan "Ayı Şarkıları,, önemli bir yer tutar. Eski Macar şiiri, dinî - epik şiiri yanında kahramanlık efsanesini de taklit eder.

Orta çağın kronistleri istemeyerek kahramanlık epik motifleri hakkında kıymetli gösteriler verirler. "Gesta,, da mevcut olan Hun efsaneleri, arazi istilâ eden Macarlar tarafından asıl vatanlarından getirilmiştir. Bu şairane efsanelerin büyük bir kısmı Chronistlerin bilimsel yaratmalarıdır. Şüphesiz ki Macar - Hun akrabalığı arazi istilâ eden Macarların arasında uzun zaman yaşadı.

Ortaçağ Chronistlerinden aldığımız halk şiiri materyalleri çok şümullü değildir. Yazılmış 
anıtlar, toprak fütuhatı ve göç zamanından kalmadır.
Macarlar Hıristiyanlığı Hükümdar Geza zamanında kabul etmişlerdir. Bu hükümdar Alman ve İslav rahiplerini memleketine çağırarak Mertinsberg'deki manastırı inşa ettirdi. Oğlu Vajk'ı Istefan olarak vaftiz ettirdi ve Bavyera kralının kızı Gisela ile evlendirdi. Macarlar Hıristiyanlığı ka*bulden sonra batı milletlerinin genel mukadderatı çerçevesi içine girdi*ler. Fakat bu millet ırkî hususiyeti dolayısıyla, kendi tesiri altında yavaş yavaş yürüdü. Bu karışmada mitoloji şiir üzerinde kuvvetli ve sabit bir rol oynadı. Halk fantezilerinden filizlenmiş olan efsaneler büyük milli kahramanları ve Macar kanından içmiş olan toprakları terennüm eder. Ortaçağda yazı dili kilise lisanı olan Latince’den ayrılmayacak derecede birbirine bağlı olduğu için, Lâtin yazısı mistik bir sihir olarak kilise muhitinde müstesna bir durumdaydı. Bu sihir parçalanıncaya ve Macar Vulgaer dilinin kullanılması tespit edilinceye kadar bu hâl yüzyıllarca devam etti. Lâtin dili içinde Macar edebiyatı ancak çok sonra gelişti. 

Türklerin Macaristan’ı istilâ etmeleri bazı müteassip ve bitaraf olmayan tarihçilerin ileri sürdükleri gibi, Macar edebiyatının inkişafına mâni olmamıştır. Tersine, müteassip Hıristiyanlık aynı soydan gelen bu asîl ve necip ırkın öz evlâtlarını asırlarca birbirlerine parçalatmış ve aralarında asırların bile gideremediği bir husumet havası yaratmıştır, Negyesy'nin fikrine göre Macarlar Stroph=kıt'a tertibini, tanzimini ve şarkı formla*rını Türklerden almışlardır.

En eski Macar nazmı XIII. yüzyılın sonlarına doğru yazılmış olan ve Macar milletinin fantazik izlerini gösteren «Meryem Feryadı» dır.
İlk Macar millî destanının esas konusunu, Macar generali Zrinyi'nin (Srinyi, Zrini, «1620-64» Dalmaçya, Kroatya ve Slovanya Beyi) Sektuvar kalesini (25) bin kişilik bir kuvvetle Türklere karşı müdafaasında gösterdiği yararlık teşkil eder. Sonraları lirik ve dramatik konular bir düzen altına girmeğe başladı. Bu yeni bir Reformation doğurdu. Bir çok öncülerden sonra XVI. asırda Türklerle yapılan bir muharebede ölen Baron Balint Balassa, Avrupa tarzında ilk şöhret bulmuş Macar lirikçisidir. Onun asker ve aşk şiirleri asırlarca ağızdan ağıza devredildi. O, zamanının Macarlık sembolü idi. XVII- asrın sonlarında elemin ifadesi, yakıcı bir veda izdirabı aynı zamanda sıcak bir vatan sevgisi olan ve hiç bir şehidi korkutmayan Kuruzz şiiri denilen kahramanane bir, halk şiir çeşidi meydana geldi. Bunu terennüm edenler aynı zamanda Habsburg'lılara karşı İstiklâl savaşı yapan Macar yurtseverleri idi.

Yeni bir Ovid olan Clemens Mikes (1762) «Türkçe Mektuplarında» kendi hayatının ve memleketinin bilançosunu çizdi.
XVIII. asırda bir çok Macar şairleri Maria Theres'in sarayının tesiri altına girdi. Onlar batı düşünceleri ile Macar dili içinde Fransızları taklit etmeğe başladılar. Antik eserler ve Almanya yavaş yavaş tesir
yapmağa başladı. Goehte nin meftun, talebesi Franz Kazinczy, (1759-1831) bugünkü Macaristan’ın babasıdır. Zamanın ve Macar romantik simaları*nın en seçkin Macar şairlerinden ve ilk edebiyat büyüklerinden olan Mihaly Vörösmarty (1829-1830) yılları içinde şan'ü şeref saçtığı sırada dramatik bir hikâye olan Csongor ve Tünde'yi yazdı. O zarif, âhenkdar, renkli, kokulu ve derin bir şiirdir. 1851 de yayınlanan bu eser, onun şairane dil ve düşünce güzelliğine rağmen az rağbet kazandı. 

Mihaly Vörösmarty (Milhy Vörösmarti olarak okunur) otuz yaşında iken Macar edebiyatının tanınmış liderlerinden idi.

Eserleri, Macarların geçmişini, halini, geleceğini ihtiva eder. O insanlığın düşünce uçuşunun en yüksekliklerine erişmiştir. Bunlar onun milliyetinin resmî mevcudiyeti ile sıkıca ilgilidir. Vörösmarty'nin hayatı, medeniyet yolu ile milletinin kahramanlık çerçevesi içinde pay alır ve ölümsel hüzn-ü kederle senelerin matemini; fecirleştirir, 1 Ocak 1800 de Nyekde doğan bu önemli şair, 19 Kasım 1855 de Peşte'de öldü. Büyük şairin ölümü Macaristan’ın sembolik bir şehidi ve millî hayatın bir uyan*dırıcısı olarak kaldı. Csongor (Tsongor olarak okunur) ve Tünde (Macar Tünder'inden: esatiri peri) neşredildiği zaman Vörösmarty birçok dergi*lerin müdürü ve bilim akademisi üyesindendi. Edebi çalışmasının mah*sulü ile yaşamak ilk olarak ona nasip oldu. Epikten başka lirik çalış*maları da önemlidir. Şiirinin üstünlüğü Pal Gyulai'in büyük Vörösmarty biyografisinde görüldüğü üzere, millî ruhun ve şairane bağımsızlığın zaferidir. 1836 da Szözal adlı eseri yazarak Macarların bin senelik tarihinin hulâsasını millî hisse ebedî olarak hâk etti. O geleceğe peygamberimsi bir bakıştır. Bu şairin en son şiiri "İhtiyar Çingenedir. Masal şiiri olan Csongor ve Tünde bütün güzide şiirimsi anıtların bir terkibi olup bunlar şairin sanatını gösterir. Csongor ve Tünde ile Halk Masalı Macar şiirine girdi. Fikir XVI. yüzyılın; Gyergya'nın halk kitabından doğar. Bu, bir kral oğlu olan Argirus'un ve bir peri kızı tarihidir. Csongor ve Tünde'nin hemen bütün motiflerini taşır. Milletine kahramanlık destanı olan Zalanın Kaçışı’nı armağan etti. Bu destan bir çok defalar Almanca’ya çevrildi. 

Geçilmez bir üslup ile yazılan bu destan, Macarların atasını, fütuhat yapan Kral Arpad'ı tazim ve tebcil eder hatta tarihte Arpad hanedanlığı olarak ta bilgi alabilirsiniz. Csongor ve Tünde eserleri Chakespaer'in Yaz Gecesi Rüyasının etkisi altındadır. Onun (Beyannamesi) bütün Macarların millî duası oldu. Kırk yaşında iken şair liriğe döndü. Fantezisi bütün insanlığı ve bütün Kosmosu kucakladı. Fakat yurt ona daima her şeyden kutsal kaldı. Şiirlerinin konularını asîl milletinden aldı.



Dünyaca tanınmış lirikçi Sandor Petöfi (1823-49) Macaristan’ın en büyük şairlerindendir ve “Ruhumun Allahı Bağımsızlıktır” diye feryat
eder. Bütün Macarların karakteristik vasfı olan ihtirası, ahlâkiyeti ve tabii safiyeti kendinde toplamıştır. Onun hayatı gigantik ve rolportage romanının içinde dolaşır. O politik dünya görüşü çerçevesinde iştiyaklı bir inkılâpçı ve müteassıp bir istiklâlci idi. Yalnız memleketinin millî bahtı için değil, sosyal hakkaniyeti için mücadele etti. Ateşli ruhu erken sona erdi. Şesburg civarında Siebenbürgen'de Macar istiklâl savaşında kahramanca öldü. Milletinin talii ile çok derinden bağlı olarak çalıştı ve nefsinin bütün duygularını memleket nef'ine sarf etti.

Székesfehérvár da bir Osmanlı Torunu:                                Székesfehérvárİ...

Székesfehérvár da bir Osmanlı Torunu:
                               Székesfehérvár ...
:                                Székesfehérvár İlk kez 2009 da ziyarette bulundum bu güzel şehre lakin uzun bir ziyaret olmamasına rağmen ...